Page 66 - TUREB Dergi 3. SAYI
P. 66
ARAŞTIRMA Dünden Bugüne KYOTO PROTOKOLÜ ve TÜRKİYE ünyada enerji üretmi ve tüketminde fosil Türkiye Kyoto protokolüne katlmayı 2008’da kabul yakıtların kullanılması ile oluşan zararlı etmiş, 2009’da bu görüşünü yasalaştrmıştr. 2012 yılı Demisyonların büyük bir kısmını oluşturan sonuna kadar emisyon indirimi ile ilgili sorumluluk karbondioksit gazı (CO2), küresel ısınma ve iklim üstlenmeyen Türkiye, günümüze değin iklim değişikliği değişikliğinin başlıca sebebidir. Küresel ısınma ve iklim ile mücadele çalışmalarına devam etmektedir. değişikliğinin önüne geçebilmek amacıyla AB’nin yanı “Türkiye’de, kişi başına düşen sera gazı salım sıra 195 ülke 1994 yılında yürürlüğe giren Birleşmiş miktarı (5,09 ton) OECD ortalamasının üçte biri, AB Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’ni ortalamasının ise yarısı oranındadır.” (BMİDÇS) imzalamışlardır. Sözleşmeye taraf ülkeler, Sera gazı salımlarının günümüz hızında devam etmesi daha somut adımlar atmak amacıyla 1997’de Kyoto durumunda dünyamızın yaklaşık 6 derece artması; protokolünü imzalamışlardır. Protokole göre, ilerlemiş bunun da doğal felaketlere yol açacağı belirtlmektedir. ülkeler sera gazı emisyonlarını 2012 yılına kadar 1990 Su kaynaklarının azalması ve çölleşme tehdidi ile karşı seviyesinin yüzde beş altna çekecektr. karşıya kalan Türkiye’de son yıllarda birçok sel ve doğa felaket yaşanmıştr. Türkiye’de, kişi başına düşen sera gazı salım miktarı (5,09 ton) OECD ortalamasının üçte biri, AB ortalamasının ise yarısı oranındadır. Son 150 yılda emisyon salımına küresel açıdan bakıldığında, Türkiye’nin sorumluluğu %0,4 oranındadır. Ayrıca, nüfusu artan ve sanayileşme süreci devam eden ülkemizin enerji gereksinimi hızla yükselmektedir. Türkiye, 1990-2007 yılları arasında uyguladığı önlemlerle, sera gazı salımı artşının %20 oranında daha az gerçekleşmesini başarmıştr. “1992 yılından beri devam eden İklim Değişikliği Protokol, gelişmiş ülkelerin enerjilerini etkin bir biçimde müzakerelerinden kesin bir sonuç çıkmaması kullanmalarını, yutak alanlarını korumalarını, sera ve küresel ısınmanın önüne geçilecek bağlayıcı gazlarının salımını denetm altna almalarını, orman önlemler alınmaması dünyamızı büyük bir felaketn alanlarını koruma ve artrmalarını, sürdürülebilir enerji içine sürüklemektedir.” kaynaklarını geliştrmelerini, metan gazına sınırlama 2012’de Katar’ın Doha kentnde gerçekleşen 18. getrmelerini öngörmektedir. Protokole göre ayrıca Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda gelişmiş ülkelerin diğer ülkelerde çevreye duyarlı Kyoto Protokolü’nün 2020 yılına kadar devamlılığı teknolojilerin geliştrilmesi konusunda destek vermesi, sağlanmıştr. Konferansın bir diğer önemli gündemini akçal yardımda bulunması gerekmektedir. ise İngiltere, Fransa, Almanya gibi gelişmiş ülkeler, 2015 yılına kadar gelişmekte olan ülkelere 6 milyar dolarlık Türkiye, BMİDÇS’ye uzun yıllar taraf olmamıştr. Bunun fnansal destek taahhüdünde bulunması oluşturmuştur. nedeni sözleşmesinin uygulama koşullarını gösteren Tüm bu gelişmelere rağmen 1992 yılından beri devam Kyoto protokolünde kriter olarak alınan OECD üyeliğine eden İklim Değişikliği müzakerelerinden kesin bir sonuç göre gelişmiş ülke sayılarak emisyonlarda ABD ve AB çıkmaması ve hızla devam eden küresel ısınmanın ülkeleri ile aynı oranda salım indirimi yükümlülüğünün önüne geçilecek bağlayıcı önlemler alınmaması bulunmasıdır. dünyamızı büyük bir felaketn içine sürüklemektedir. 64 sonbahar2015
   61   62   63   64   65   66   67   68